Anne Olmak İstiyorum

Çocuk sahibi olma kararı eşinizle birlikte aldığınız veya alacağınız en önemli kararlardan birisidir. O andan itibaren hayatınızın değişmeye başladığını hissedeceksiniz. Çevrenizdeki herkesin gebelik ve doğumla ilgili iyi veya kötü anıları ve size verilecek tavsiyeleri mutlaka vardır. Bu paylaşımlar da güzeldir ancak daha sağlıklı bir süreç için, henüz işin başında mutlaka doktorunuza başvurmalısınız.

Doğa, sağlıklı nesillerin gelişimine ve devamına programlıdır. Hekim olarak bizim görevimiz, gerekli tıbbi desteği sağlamak yanında, hastalarımızın ihtiyacı olan güveni vermek, yalnız olmadıklarını hissettirmek, ve bu sürecin aynı zamanda çok da keyifli bir dönem olduğunu hissettirmektir.

Bu ilk yazımız olduğundan işe en baştan başlamak istedim. Yani, anne adayı veya anne-baba adayı çift olarak doktorunuzun kapısından girdikten sonra genel hatlarıyla neleri sorguluyoruz, tespit ediyoruz veya araştırıyoruz?

İlk görüşmede, ailede Down sendromu benzeri her hangi bir kromozom hastalığı veya Talasemi gibi bir genetik rahatsızlık taşıyıcılığı, ilaç kullanımı, alkol, tütün, madde bağımlılığı araştırılır. Kilo durumu, yüksek tansiyon, şeker, kalp hastalığı, tiroid hastalıkları gibi bir sistemik hastalığın olup olmadığı değerlendirilir. Sistemik hastalık varlığında, gebelik öncesi mevcut durumun ilgili branş doktoru tarafından mutlaka yeniden değerlendirilmesi istenir.

Obezite, gebelik sırasında yüksek tansiyon ve gebelik şekerine; aşırı zayıflık ise bebeğin düşük kiloda doğmasına neden olur. Gebelik öncesi beslenmenin düzenlenmesiyle bu riskler azalır. Folik asit içeren vitamin desteğinin, bebekte sinir sistemi gelişim anomalilerini azalttığı bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir. Kalsium metabolizması sigara ve alkol ile ciddi olarak negatif yönde etkilenmekte, iyod eksikliği ise yenidoğanda hipotiroidi şeklinde bir tiroid hormon bozukluğuna neden olmaktadır.


Gebeliğe hazırlanırken sağlıklı beslenmek ve kilonuzu dengede tutmak için beslenmenizde dikkat etmeniz gereken noktalar şunlardır:

  1. Hergün aşağıdaki 4 önemli besin grubundan dengeli olarak yenmelidir:

    > sebze- meyve
    > ekmek, lifli gıdalar
    > süt, süt ürünleri
    > et, balık, yumurta

  2. Yemeklerde az miktarda yağ ve tuz kullanılmalıdır

  3. Alkol, kafein ve tütünden uzak durulmalıdır

  4. Bol sıvı alınmalıdır

  5. Gebelik öncesinde folik asite başlanmalıdır

  6. Bitki çaylarının değişik yan etkileri olabileceğinden doktora danışmadan içilmemelidir


Gebelik öncesinde veya sırasında egzersiz ve çalışma hayatının nasıl etkileneceği de merak edilen konular arasındadır. Egzersizin insan vücudu üzerine olan pozitif etkileri tartışılmaz ancak gebeliğe hazırlanırken ağır egzersiz programlarından kaçınılmalıdır. Çalışma arzusu olan bir gebede, erken doğum gibi kişiye özel tıbbi sakınca yoksa, işyerinde zararlı kimyasal bir ajana maruz kalınmıyorsa örneğin sigara dumanı, gaz veya radyasyon gibi, ağır yük taşımak gerekmiyorsa, çalışma saatleri aralıklı olarak dinlenmeye olanak veriyorsa gebeliğin 37. haftasına kadar çalışmakta bir sakınca yoktur.

Özetle, gebelik planlıyorsak kaba hatlarıyla, daha dengeli beslenmeye başlamalı, folik asit desteği almalı, sigara ve alkolden uzak durmalıyız. Hafif egzersizlere devam edebilir,arzu ettiğimiz sürece şartlar uygunsa mesleğimizi sürdürebiliriz. Bunların yanında hemen doktorumuza başvurup tam bir jinekolojik değerlendirme örneğin bilinmeyen myomların veya enfeksiyonların tesbiti ile bir dizi laboratuar testinin yapılması da büyük önem taşımaktadır: ultrasonografi, servikal smear, kan grubu, kan sayımı, tiroid hormonları, hepatit- sarılık, kızamıkçık, toxoplazma, idrar testi gibi.

Unutmamalıyız ki, anneyi ve bebeği etkileyecek sağlık problemlerinin büyük bir kısmının tesbiti, önlenmesi ve tedavisi erken tanı ile mümkündür.


Sağlıkla kalın,

Dr. Zehra Koçer